|
||||||
|
Ads |
Eğer annesi Refika hanım diretmemiş olsaydı Prof.Dr.Onur Erol bugün Söke'de babası Hakkı Erol gibi helvacı olacaktı. İzmirli bir burjuva ailenin kızı olan annesi Fransız terbiyesini sevdiği için büyük oğlunu önce St.Joseph'e, sonra da İstanbul Tıp'a verdi. Refika hanım Onur'u estetik doktoru yapmayı kafasına koymuştu bir kere.
Onur annesinin çizdiği bu yolda öylesine yol aldı ki, annesinin
bile hayal edemeyeceği yerlere geldi. Prof. Dr. Onur Erol Türkiye'nin yetiştirdiği
dünya çapında bir Plastik Cerrah.
Yeni buluşlar içeren doçentlik tezi bile uluslarası şeref ödülüne layık bulunmuş.
1973 yılından beri geliştirdiği 18 yeni metod var. En önemlisi 1989'da ‘‘Turkish
Delight - Türk Lokumu’’ adıyla onun adına tescil edilen burun estetik ameliyatı
tüm dünyada kullanılıyor.
Prof.Dr.Onur Erol'la maratonumuza Levent'teki modern kliniğinde başladık, Büyükdere
tepelerindeki muhteşem villasında devam ettik. Bu kadar da yetmedi daha sonra ameliyat
aralarında, hatta geceyarıları bile sürdürdük konuşmamızı. Meğer neler olup bitiyormuş
da haberimiz yokmuş.
Benim kırk yıllık ımla başlayalım... ‘‘Yüzüm Onur beyin eseri’’ diye övünür hep
Ajda Pekkan.
‘‘Ajda hanım gerçekten çok saygı duyduğum bir sanatçı ve de bir hastamdır. Kendisine
gerçekten olumlu katkılarım olmuştur. Gerçekten yüzü çok nefis oldu. Öyle dedikoduları
yapıldığı gibi Ajda'nın yüzü çok gerilmedi, iki kere filan. Yüzü epey bir dokuyla
doldurunca bayağı forma girdi. Ajda Pekkan yüzünde doku kokteyli kullandığım ilk
kişilerden biridir. Cildi çok incedir ama, çok da güzeldir. İz bırakmayan, hoş iyileşelen,
cerrahiye çok güzel cevap veren bir cilt. Ajda hanımın en büyük özelliği bu konuyu
çok iyi bilmesidir. Ne yapılması gerektiğini iyi bilir, istekleri söyler, estetikte
müthiş bilgisi vardır. Ayrıca yüz gerdirme ameliyatları beş kere bile yaptırılabilir.
Ben her ameliyatımdan aynı şekilde etkileniyorum, hepsinde tablo yaparmış gibi zevkleniyorum.
Ajda da bunlardan biri.’’
Kendimi ameliyatla 10 yaş gençleştirdim
‘‘Göz kapağım sarkıktı, kaşım düşüyordu, bunları yaptırdım. Ameliyatımı yanımızda
yetişen değerli cerrah Hıfzı Velidedeoğlu yaptı. Dikişle kaşım asıldı, üst göz kapağım
alındı, gıdımdan yağ alındı. Vallahi daha hoş bir hale geldim, en az 10 yaş gençleştim.
Hıfzı'ya biraz ayıp oldu ama, ameliyatımın planlamasında ona karıştım. Eşim Sevinç'in
de yüzüne iğneyle yağ verdim, çok önce de karın germe yaptım. Yakınıma yapmayacağım
hirbir şeyi hastama uygulamam.’’
Her mevsimin ameliyatı ayrı
Bu konuda çok cahil kalmışız. Meğer her mevsimin ayrı bir estetik ameliyatı varmış.
‘‘Yener beyciğim, yazın, kışın, üniversite açılma aylarının bile ameliyatları ayrıdır.
Mesela genç çocuk üniversite imtihanını nmış, yeni okulunda yeni burunla dolaşmak
ister. Kimileri daha üniversite kurslarındayken gelir. O devre öyle bir hücum olur
ki, burun yapmaktan başımızı alamayız. Yaz mevsimi yaklaşırken çoğu kişi yağlarını
aldırtır. Kimisi de mayo alırken aynaya bakıp koşup gelir. Kimisi de bakar ki de
durmuyor, gelip ni büyütür. Çünkü sarkık ya da büyük mayo içinde idare eder ama,
z olunca durum farklı. Kışın ise bahara tatlı görünme havası başlıyor. Burun ameliyatlarıyla
birlikte kırışıklık, gençlik ameliyatları. Kimileri kaşlarını kaldırtıyor, kimileri
yüzünü hafif tazelendiyor, kimileri lazer tedavisi yaptırıyor, cildini sıkılaştırıyor.
Kışın ortalarında en çok karın germe, yağ aldırma, yüz gerdirme ameliyatları artış
gösterir. Genç erkekler burun ve liposuction, genç ve orta yaştaki iş adamları ,
karın ve bel liposuction'ları istiyor. Çünkü buralardaki fazlalıklar zayıflamayla
verilemeyen yağlardır. 40 yaşın üstündeki iş adamı grubu ise şu anda en çok dikişle
kaş atma, göz kapağı ve gıdık alma ameliyatı yaptırıyor.’’