|
||||||
|
Ads |
Zeynep GÜVEN
Ajda Pekkan, Arnavutköy'de site içinde bir apartman dairesinde oturuyor. Burası
süperstarlara yakışan bir ev; büyük, lüks ve piyanolu.
Eve, kapıda elime tutuşturulan galoşları giyip giriyorum. Salon karanlık denecek
kadar loş. Ajda Pekkan fazla ışık sevmediği için, böyle yarı karanlık bir ortamda
yapıyoruz röportajı. Bir ara gözlerim kabılarına takılıyor, aynısından bende de
var. Biraz şaşırıyorum, biraz seviniyorum. Pabucu çoktan dama atılan kabılarımı
yeniden giymeye başlıyorum. Süperstarlık bende etkisini işte böyle gösteriyor.
Ajda Pekkan'ın kızkardeşi Semiramis Hanım, bir tarihte kendisiyle yapılan bir röportajda
şöyle demişti: 'Ailemizin bize verdiği tek güzel şey isimlerimiz oldu. Onun dışındaki
herşeyi mücadele ederek aldık.'
Bu cümleden iki şeyi anlıyoruz: Birincisi, Ajda ve Semiramis, isimlerini çok
beğeniyorlar. İkincisi, Ajda ve Semiramis'in anne babası, çocuklarına isimlerinden
başka güzel hiçbir şey vermemişler. 'Doğru mu anlamışız' diye soruyoruz Ajda Pekkan'a,
'evet, doğru' diye cevap veriyor.
Deniz Subayı Rıdvan Pekkan'ın Nevin Hanım'la yaptığı evlilikten, dünyaya iki çocuk
geldi. İsimlerini anneleri koydu: Ayşe Ajda ve Ayşe Semiramis.
Kızların çocukluğu, despot bir baba ile, çocuklarına hep daha yakın olan anne arasındaki
kavga gürültüye şahit olarak geçti. Yaşları birbirine yakın olduğu için onlar da
sık sık didişirdi. Kısacası Pekkan Ailesi'nde ilişkiler öyle sakin, sütliman değildi.
Çocukluklarının iki yılı Gölcük'te geçti. Bu nedenledir ki, 17 Ağustos depreminden
iki gün sonra kalp krizinden ölen Nevin Hanım'ın bir zamanlar yaşadığı şehrin perişan
haline dayanamayıp üzüntüden kalbinin durduğu söylendi.
AJDA BİRİNCİ, HÜLYA İKİNCİ
Gölcük ve Çanakkale'deki görev yılları bitince aile tekrar İstanbul'a döndü. Ajda'nın
ilkokuldaki sınıf larından biri de Duygu Asena idi.
Buluğ çağını geride bırakan kızlar, Avrupai fizikleriyle dikkat çekmeye başlamış,
Pekkan Kardeşler diye anılır olmuşlardı. Kadıköy Ortaokulu'nu Çamlıca Lisesi izledi.
İşte tam bu yıllarda anne babası boşanınca üzerindeki baba baskısı ortadan kalktı
ve Ajda okulu bıraktı:
'Babam annemin bakımını üstlenmedi. Anneme biz bakmak zorunda kaldık. Çalışmam lazımdı.
O aralar laf olsun diye Ses Mecmuası'nın yarışmasına katılmıştım. Orada da birinci
olunca okulu bıraktım.'
Ediz Hun ve Ajda'nın birinci, Hülya Koçyiğit'in ise ikinci olduğu yarışma Pekkan'ın
hayatındaki Yeşilçam dosyasını açtı. Şarkıcı olarak kendini kanıtlayana kadar para
nmak için onlarca film çekti. Bir çoğunda da başrol oynadı. Ama sinemaya bir türlü
ısınamadı: 'Benim aklım şarkı söylemekteydi. Sinemayı sevmedim. Pek de yetenekli
değildim açıkçası.'
Aslında aklı şarkıcılıkta filan da değildi. O kafaya 'herhangi biri' olarak kalmayıp
'biri' olmayı koymuştu: 'Ben aslında biri olmak istiyordum. O sırada bana gelen
ilham şarkı söylemekti. Çok iyi resim yapıyordum. İyi bir ressam da olabilirdim
şimdi. Yahut iyi bir edebiyatçı olabilirdim. Fizikçi de olabilirdim. Hatta keşke
öyle olsaydı. Şatafattan uzak olurdum, insanları yakinen tanıma fırsatı bulurdum.
Ama yine estetik olurdum.'
Öyle ya da böyle artık geri dönüşün olmadığını bilen Ajda Pekkan'ın starlığı, hatta
süperstarlığı ilişkilerinde kabarıyor. Üstelik o tam tersini istediği halde: 'O
kadar emek vermişim ki kendime, karşımdaki insan bunu görmezlikten, anlamazlıktan
gelmeye başladığı zaman benim içimdeki starlık kavramı normal bir seviyedeyken köpürmeye
başlıyor. Bu yüzden her ilişkinin arkasından daha büyük eylemler yapmaya başlıyorum.'
Sanat hayatında 35 seneyi geride bırakmış sayılsa da bunun ancak yarısında Türkiye'de
fiilen çalıştı Ajda Pekkan. 1970-79 arasını Paris'te yaşadı. 80'de Eurovizyon şarkı
yarışmasında yaşadığı hüsranın ardından küsüp İngiltere'ye, oradan da Amerika'ya
gitti. İki sene oralarda kaldı. 1984 yılında, ikinci kez evlendi. İş adamı Ali Bars'la
yaptığı bu evlilik 6 yıl sürdü ve bu süre içinde müzikten uzak kaldı. Pek az bilinen
ilk evliliği ise sadece üç gün sürmüştü: '73 ya da 74'tü. Sırf aileme inat olsun
diye evlendim. Adı Coşkun Sapmaz'dı.'
Pekkan'ın en çok ürettiği yıllar 70'li yıllar oldu. Yine bu yıllarda Türk estetik
ameliyatlarla bu kadar haşır neşir değilken, ilk kez estetik oldu. İlk aşk gibi
ilk ameliyat da unutulmaz diye düşünürken ben, Ajda Hanım yılını bile hatırlamıyor:
'Ya 74, ya 76'ydı. Galiba 76 Eylül. O aralar çok kilo almıştım. Şişince moralim
bozuldu. Ben ameliyat olacağım dedim ve oldum. Burnumu yaptırdım. Sonra senelerce
hiç bir şey yaptırmadım. Herkes yaptırmaya başlayana kadar.'
Süperstarı'ın isim babası ise bir dönemin ünlü plakçılarından Yeşil Giresunlu. 1978
yılından plak şirketi ile beş albümlük bir anlaşma yapan Ajda Pekkan'a yeni bir
imaj gerektiğini düşünen Giresunlu, 'süperstar'da karar kıldı. Albümler de Süperstar
1, 2 gibi isimlerle çıktı.
RAKİBİM SEMİRAMİS OLURDU
Ajda Pekkan yola süperstar olmak için çıkmadığını, ilk yıllarında bugünleri hayal
bile etmediğini söylüyor. Ama öyle ya da böyle Türkiye'nin süperstarı. Kardeşi Semiramis
Pekkan, bir süre sahnelerde ve setlerde gezindikten sonra evliliği seçiyor. Şimdi
dünyanın en zengin adamlarından birinin eşi. Kraliçeler gibi yaşıyor(dur herhalde).
El ele orduevinin trabzanlarından kayan, babalarından gizli flörtleriyle buluşmaya
giden Pekkan kardeşler kafalarına ne koymuşlarsa yapmışlar. Tam da bu yüzden Ajda
kardeşinin müziği değil de evliliği seçmesinden memnun: 'O da müzik dünyasında olsaydı
benim için en ciddi rakiplerden biri olurdu. Çok daha katı prensipleri olan, çok
daha stratejik çalışan, disipline bir insandır. Devam etseydi belki de beni yerdi.
Pekkan'dan başka rakibim de olmadı zaten.'
Tek rakibim yine bir Pekkan olurdu;
kardeşim Semiramis.