Doğa Rutkay Annesi İçin Ne Dedi?
Ünlüler ve anneleri
Ünlüler çocukluklarında nasıldı acaba? Peki "Dünya bir yana,
çocuğum bir yana" sözünü onların anneleri de söylemiş midir dersiniz? Nasıl
yetiştirildiler ve ne tür fedakarlıklarla bugünlere gelmeyi başardılar?
InStyle dergisi, mayıs sayısında işte bu soruların cevaplarını aradı.
Aramızda telepatik bir güç var
Hale Tuzcu (56): "Büyük oğlum Sinan, beni bu yaşına kadar hiç üzmedi.
Küçükken inanılmaz derecede dikkat çeken, güzel
bir çocuktu.
Çocuk yaşında sorumluluk sahibiydi. Onunla
aramızda kimseyle yaşamadığımız telepatik bir güç var.
’Ihlamurlar Altında’yı izlerken elim yüreğimdedir hep.
Dizilerde hapse girmesine, d yemesine hala dayanamıyorum."
Sinan Tuzcu (30): "Oyuncu olmamda annemin rolü fazladır. Sevgi dolu
bir ailede büyümem, şu anki aile hayatımı da şekillendiriyor. Yaşadığım
olaylar karşısında ürettiğim çözümlerde annemden almış olduğum terbiyenin
farkına varıyorum."
O benim kıymetlimdir
Gülser Ergen (61): "Gülben, güçlü, azimli, çalışkan ama aynı
zamanda zor kişiliğiyle benden çok farklı. Hep düşüncelidir.
Mesleğine ve başarıya fazlasıyla endekslidir. Kızım şimdilerde
annelik duygusunu en güzel şekilde yaşıyor. Evini, eşini ve tüm aileyi tahminlerimin
de üzerinde iyi ilişkiler kurarak idare ediyor. Başarılarıyla, yıllardır bana
taşıdığı ödülleriyle gurur duyduğum tek evladım o. Torunumu sevebilme duygusunu
bana yaşattığı için mutluluğumu kelimelerle ifade edemiyorum şimdilerde."
Gülben Ergen (35): "Annem ak saçları, tombik kolları, cin gibi bakan gözleriyle
benim kıymetlimdir. Zor beğenir. Hayata, kendine has bir bakışı vardır. Farklı,
özel, seçilmiş bir kadın olduğunu düşünürüm. Bugün durduğum yerde aldığım tüm
alkışların çoğu anneme diye geçer içimden. Okuduğu kitaplara, keşfettiği ufak
zevklere, annem olduğunu söylemeden yaptığı ciddi PR’lara hayranım. Benim annem
’Vermeden almak Allah’a mahsustur’ sözünün açılımını bizzat yaşar. Benim annem
çok başkadır. Atlas’ımın anneannesidir. Gönlümün en güzel yerindedir ve orada
tektir."
Asi kızın fedakar annesi
Sabiş Tarhan (56): "Kızım bana moral ve pozitif enerji veren, iyi kalpli bir
çocuktu. Doğumunu planlayarak, özellikle Kova burcu olmasını isteyerek getirdik
onu dünyaya. Cihan Ünal ile ikinci kez evlendiğimizde doğdu Irmak. 1,5 yaşındayken
ayrılmış olsak da ilk boşanmamızdaki travmayı kızımın verdiği güçle asla yaşamadım.
Yaşama sevincinin ne demek olduğunu sayesinde keşfettim. Onun mantığını anlamaya
çalıştığınız ve ortak dili bulduğunuz zaman iyi sonuç almamanız mümkün değil
evladınızdan."
Irmak Ünal (30): "Annemi tek bir konuda eleştiriyorum. O da fedakarlığı. Bütün
anneler fedakar ama bizimki biraz fazla galiba. Fevri ve risk almayı seven biriyim.
Bazen de asi. Ama ne zaman annemin lafından çıksam kafamın üstüne çakıldım.
Şimdi o Bodrum’da ben İstanbul’dayım. Günde ortalama 15 telefon konuşması yaparız."
Çocuk yetiştirmek sanatların en zoru
Nuran Duru (56): "Kızımla gibiyiz. Sevgi ve saygının bir arada yürüdüğü bir
ilişkimiz var. Şimdi kızım da benim ve babasının yolunda. Kızımın hayatını çok
renkli buluyorum."
Doğa Rutkay (28): "Annelik sekizinci sanat. Hatta bir çocuğu yetiştirmek, şekillendirmek
sanatların en zoru. Annemi ikiye bölsem, bir tarafı anne, öteki taraf ise yönü
olurdu."
Başarıların ardında sağlam anneler yatar
Safiye Şaşmaz (55): "Doğduğu günden bu yana oğluma bir birey gibi davrandım.
Efendi ve iyi kalpli olmasını istedim ve öyle de oldu. Bir gün bile kimseyle
kavga ettiğini bilmem. Çalışan bir anneydim ama eve gelir gelmez onu mutlaka
dışarı çıkarırdım. Ona bir tokat dahi atmadım daha."
Vatan Şaşmaz (32): "Annem yeni boşandığında daha elindeki alyansı çıkarmaya
kıyamayacağı günlerde- alyansını satarak bana okul önlüğü almıştır. İşte size
fedakar anne. Mesela Einstein’ın annesi. Oğlu portakal suyunu masaya döktüğünde
onu silmiyor. ’Albert bu sence ne’ diye soruyor anne. ’Aaa Amerika’ diyor Albert.
’Gel şimdi de Afrika’yı bulalım’ diyor. Başarıların arkasında işte bu sağlam
anneler yatar."
grafiksaati.org[at]gmail.com
|
gizlilik politikası