| |
Rus metresler Moskova'da pahalı İstanbul'da ucuz, diyordu Özay Şendir.
Güzelliğe gel! Türk erkeği Kaya Çilingiroğlu
Rakam da veriyor: “Moskova'da bir metres tutmanın maliyeti yılda 1 milyon doları geçiyormuş. İşte kalem kalem masraflar: Apartman Dairesi: 450 bin dolar Otomobil (3 yılda bir): 70 bin dolar Yıllık cep harçlığı: 120 bin dolar Hediyeler ve eğlence: 130 bin dolar Yılda 2 kez birlikte tatil: 260 bin dolar Toplam: 1 milyon 30 bin dolar... Görünen o ki; bizim çapkınlar, Rus çapkınlardan daha akıllı. İthal ettikleri metresleri Etiler civarında 3-5 bin dolara kirada oturtuyorlar. Tatil ve hediye için de taş çatlasa 20 bin dolar harcıyorlar. Bakarsınız yakında Rus kadınlar gibi ucuza metres tutmak isteyen Rus çapkınlar da İstanbul'u merkez haline getirirler!” (Sabah’la Günaydın, 11 eylül)
Kalitesi farkı olmasın sakın? J
*
Ahmet Hakan’ın Hülya Avşar’dan beklentisi neydi acaba?
Aynı Özay Şendir, ‘Hülya Avşar, Ahmet Hakan’a ayıp etti...’ başlıklı yazısında ise şöyle bir cümle kullanıyordu:
“... Ahmet Hakan, Hülya Avşar'dan umduğunu bulamamış olacak ki, bugün bulunduğumuz noktaya geldik.” (Sabah’la Günaydın, 11 eylül)
Pardon?
*
Erkeklerin ilgisine göre boyu ayarı
Kepçe kulağını japonla yapıştırdı diye iş piyasası açılan (Türkiye bu kadar salak bir memlekettir) manken Doğa Bekleriz, ni kendi şişirmeye kalkmamış demek ki, estetik ameliyatla büyütmüş.
Haber “Doğa Bekleriz göğsüne silikon taktırdıktan sonra erkeklerin aşırı ilgisine maruz kaldı. Bundan rahatsız olan Doğa, bir beden küçültecek” diyordu. (Takvim-Papatya, 11 eylül)
Halbuki Doğa, yandaki resme bakarsanız, yeni nden pek memnun görünüyor! J
*
Haşırt!
“Türkiye’de iki top model var, biri ben diğeri Tuğçe z, çünkü ikimiz de bugüne kadar kebapçı açılışına katılmadık...” Güzide Duran
Hürriyet-Kelebek, 11 eylül
*
Adem hariç aldatmayan erkek yokmuş
Sevdiği adam tarafından aldatıldığını düşünen ve bu yüzden ‘artık kimseye güvenmeyeceğim’ diyen bir okur mektubuna cevap veren Pakize Suda “nin yaptığı şeyi yapmayan bir tek Adem’i biliyorum ben. O da pek sadık olduğundan değil, etrafta Havva’dan başkası olmadığındandı herhalde...” diyordu. (Hürriyet, 14 eylül)
Pakize ım en azından bana haksızlık etmiş!
*
Memleketin en önemli sorunu
Reha Muhtar Vatan’daki sayfasında Türkiye gündemini en çok işgal eden konulardan birine girdi:
SEREN GERÇEKTEN HAMİLE MİYDİ?..
Seren Serengil’in 9 aylık hamileliğinin sonunda bebeğini kaybettiğini söylemesi üzerine baktım herkes birşeyler söylüyor...
“Zaten hamile değildi” diyenden, “9 ay yalan mı söyledi, olur mu öyle şey?” diyene kadar ne ararsan var...
Dün baktım Internette Medyafaresi isimli site ortalıkta dolaşan söylentilerden derlediği birkaç soruyu arka arkaya sıralamış... Şöyle soruyor Medyafaresi:
“Seren Serengil gerçekten hamile miydi? Bebeği 9 aylık olmuşsa, bu gebeleği takip eden doktor mudur?..
Bu nasıl bir doktordur ki, 9 aylık hamile bir kadına Rodos’a tatile gitme iznin vermiştir?..
Eğer bu doğruysa bu doktorun mesleki kariyeri etkilenmeyecek mi?..
Gerçekten böyle bir doktor varsa, Seren’e hamilelik esnasında karides, istakoz gibi bazı deniz mahsülü yiyeceklerden uzak durrmasını söylemedi mi?..
Bebeğini doğuma birkaç gün kala kaybettiğini söyleyen Seren nasıl oluyor da acısını hemen kalbine gömüp, makyajlı olarak karşısına çıkabiliyor?
Çocuğu düşürünce ların hemen karşısına çıkan Seren, hamileliği esnasında niye hep lardan uzak durdu?..”
Milletin torba olmayan ağzından Medyafaresi’nin derlediği sorular bunlar... (Vatan, 14 eylül)
Kızcağızın temmuz ayında, demek ki 7-7.5 aylıkken çekilmiş, göbeğini çıkardığı bir fotoğraf gördüm ben Hürriyet’te ama, bilemem, hamile miydi, reklam olmak için mi yaptı...
Bildiğim, ve tekrar söylediğim, bu kızcağızın matematik bilmediğidir.
16 temmuz tarihli medya alıntılarında şöyle yazmışım:
“Hamile değil, yalan söylüyor” dedikodularına çok kızmış Seren Serengil.
“3 ay sonra oğlum Musa'yı görünce bakalım ne diyecekler!” demiş. Yani bu hesaba göre 6 aylık hamileymiş.
Posta'nın Yaz Neşesi sayfası (4 temmuz) bu hesabı iyi anlamamış, diyor ki “Seren Serengil 6 Nisan'da Musa Aytun ile evlenmiş ve ‘5 aylık hamileyim' demişti...”
Demek istiyor ki nisan başında 5 aylık hamileyse, üç ay sonra nasıl 6 aylık hamile olabilir!
Seren kızımız ‘kolej mezunu' olduğu için metamatiği çok güçlüdür, hesap hatası olamaz. Olsa olsa, herkesten farklı bir yapıya sahip olduğu için (pek bir asildir biliyorsunuz) belki de hamilelik süresi 9 ay değildir, ne biliyorsunuz! (Hürriyet-internet, 16 Temmuz 2006)
Hesap bilmezlik bununla da kalmadı: Temmuz ortasında “3 ay sonra...” dediğine göre 15 ekimde filan doğurması gerekiyordu. Halbuki eylül başlarında düşen çocuk 9 aylıktı dedi.
Hesap karışık yani…
*
Hürriyet gibi bir büyük gazetenin ikinci sayfasındaki haber:
“Eski nişanlısı Şenol İpek'ten ayrıldıktan sonra, doktordan aldığı raporla kadın olmamış olduğunu söyleyen Şebnem Schaefer'ın son si İlhan Doğan “Artık ortalara çıkıp, 'ben kadın olmamışyim' raporları gösteremez” dedi.” (17 eylül)
Eski karısı ve çocuğunun annesinin eski si İbrahim Tatlıses ile yeni si Ali Güven arasındaki ağız dalaşına, Kaya Çilingiroğlu müdahale etti: “İbo, Ali’ye pabuç bırakmaz...”
Cengiz Semercioğlu soruyordu: Buna argoda ne derler?
“Bu kadarına da pes artık. Sanki eski eşinden değil de sıradan bir magazin figüründen bahsediyor. Yahu sözü edilen senin çocuğunun annesi, sekiz yıllık eşin! Onun iki adam arasındaki aşk ilişkisini bu kadar mı rahat yorumlarsın? Buna argoda bir şey deniyordu ama şimdi tam çıkaramadım!”
Hürriyet-Kelebek, 12 eylül
*
Bayılıyorum bu magazin haberlerine. Muhteşem bir örnek:
Sütten ağzı yandı yoğurdu üflüyor
ŞİMDİYE kadar aşk hayatında hep başarısız beraberlikler yaşayan Gizem Özdilli, artık bu konuda ince eleyip, sık dokuyor. Kendisiyle birlikte olmak isteyen altı erkek olduğunu söyleyen Özdilli, aralarında en uygun olanı seçmek için teknolojiden destek alıyor. Altısıyla da mesajlaştığını söyleyen şarkıcı, onları tanımaya çalışıyor. (Takvim-Papatya, 13 eylül)
*
Ambiyans, Avşar kızımızdan ne istiyor acaba?
“Fazla üstüme geliyorlar diye şikayet etmiş” Hülya Avşar. -lar dediği basın, demek ki o da (tıpkı başbakan gibi) kendisini ‘adam eden’ basından şikayeti. “Boşanalı bir yıl oldu, hâlâ açılamadım” demiş, “Kaya evliyken özel hayatıma karışmazdı” demiş. (Vatan, 15 eylül)
Açılırsın, acele etme!
Sonra, “Ali Bey'de huzur buldum. Ali'nin fiziğinden hoşlanıyorum. Çok şeker bir insan. Ama kendimi karşı tarafın isteklerine cevap vermek için hazır hissetmiyorum...” (Hürriyet, 15 eylül)
Namıssız Ambiyans, neler istiyor kızdan acaba?
*
Boşanmadan balayına çıktılar diyor Hürriyet’in sürmanşeti. (16 eylül)
Hey be, göğsümüz kabardı…
Eskiden evlendikten sonra balayına çıkılırdı. Derken bu demode oldu, evlenmeden balayına çıkmak modası yayıldı, adına da ‘ön balayı’ dediler.
Ama baksanıza, Türkiye daha da gelişmiş artık, sıra ‘boşanmadan balayına çıkmaya’ gelmiş.
Bakalım buna ne isim verecekler?
Efendim?
Ayıp ayıp!
*
2006-2007 sezonunda en başarılı kanallar hangileri olacak?
Hürriyet yazarı Cengiz Semercioğlu bir iddia attı ortaya, şöyle dedi:
1.Kanal D
2. TV
3.Star
4.ATV
Akşam yazarı Ali Saydam iddiayı gördü:
1. TV
2.Kanal D
3.ATV
4.Star
Kanal D’nin Hürriyet ile, Star’ın da Akşam ile ‘kardeş şirket’ olduğunu söylemeye gerek yok herhalde…
Akşam, 16 eylül
*
İzmir’den ne çıkar?
Ertuğrul Özkök de yazar böyle sık sık, hadi o İzmirli, Hıncal Uluç’a ne oluyor? İzmir’in kızlarının güzelliğini anlata anlata bitiremiyor.
Defne Samyeli, Yüksel Ak, Ebru Akel, Tuğçe z, Sinem Öztufan, Tuğba Karaca, Emel Yıldırım, Tuğba Ünsal, Fatoş Seğmen, Nehir Erdoğan ve Esra Eron mesela İzmirli mankenlermiş. (Sabah, 16 ağustos)
Güzelliklerine bir diyeceğim yok ama, ben İzmirli olsam ‘Piyasadaki mankenler, güzeller hep İzmir’den çıkar’ lafıyla övüneceğime bozulurdum!
*
Hiç ikiz görmesek…
Magazin ilavesi ‘Tıpkısının aynısı’ başlıklı derlemede ‘bazı ünlülerimizin yurtdışındaki starlara ikiz kadar benzemesi’ gibi önemli bir meseleyi irdelemiş. (Takvim-Saklambaç, 16 eylül)
Meral Kaplan = Cameron Diaz
Halit Ergenç = Nicholas Cage (Ona ben benzerim bir defa!)
Deniz Akkaya = Liv Taylor
Sezin Akbaşoğulları = Angelina Jolie
Aylin Sarıgül = Hillary Clinton
Buraya kadar amenna…
Hepsi = Spice Girls
Bir orkestranın elemanlarının diğer bir orkestranın elemanlarına ‘ikiz gibi’ benzemesi biraz komik olmuş. Ama beteri var:
Emrah = George Clooney
Çüş!